Cof Roportaj
Yuxexes yazarlarından Ayfer Yazgan'ın CoF'un 10 aralık 2006'da Hamburg'taki konserinde Dani ile yaptığı röportaj
Selam Dani, seninle tanışmak çok özel ve heyecan verici benim için.
Ben de seninle tanıştığıma memnun oldum...
Röportaja başlamadan önce şunu söylemek istiyorum; sadece basın üyesi olarak değil, aynı zamanda büyük bir hayranınız olarak burada olduğumu belirtmek istiyorum. Sizi 10 seneden beri heyecanla takip ediyorum. O yüzden bu röportaj benim için çok özel.
(Bu noktada Dani'den farklı bir tepki bekliyordum ancak kendisi çok zoraki bir gülümsemeyle karşılık vermekle yetindi, sağlık olsun, napalım...)
Geçenlerde internette sizin Türkiye'ye gelme planlarınızın olduğunu okudum. Bu doğru mu?
Evet öyle bir planımız vardı, ama İngiltere-Türkiye maçı problemli geçince ve çok kişi yaralanınca, plak şirketimiz bundan vazgeçti. Bu bizim için bir problem değildi, ama ne yazık ki olmadı.
Üzücü. Türkiye'de çok hayranınız var. Sizi sabırla bekliyorlar.
Evet bu bizim içinde üzücüydü. Ne yazık ki bizim elimizde olmayan bir şey, ama umarım gelecekte gelebiliriz.
Son albümünüz çok iyi, Adını "Thornography" koymaya nasıl karar verdiniz?
Bu albümde daha çok içten bir atmosfer yaratmaya çalıştık. Albümü stüdyoda dinlerken değişik albüm isimleri düşündük ve "Thornography" hepimizin beğendiği tek isimdi. (gülüyor)
Temptation çok iyi yorumlanmış. Neden özellikle bu parçayı seçtiniz?
Aslında bu başta sadece bir fikirdi, bir espiriydi. Ama bu şarkının üzerinde çalıştığımızda cover olarak süper olduğunu fark ettik. Hatta bunu espri olsun diye stüdyoda kayıt etmiştik ve Harry (mastering ile ilgilenen arkadaşımız), bize bu şarkıyı kesinlikle albüme eklememizi tavsiye etti. Başta plak şirketi biraz karşı çıktı, çünkü uzun bir şarkıydı, ama hepimiz bu şarkıyı çok sevdiğimiz için pek takmadık ve albüme ekledik.
Gelecekte sadece cover şarkılardan oluşan bir albüm olabilir mi?
Bilemiyorum. Cover yapmak bizim için oldukça eğlenceli. Ama bu konuda şu an bir şey diyemem. Olabilir de olmayabilir de...
Son albümünüz önceki albümlerden daha değişik. Ama bazı şarkıları keşfedebilmek için birkaç defa dinlemem gerektiğini söylemem lazım...
Bunu çok kişiden duyduk, ama bu da amacımızdı zaten. Hayranlarımızın, albümü böyle bir biçimde keşfetmeleri, ilk dinleyişte alışmalarından çok daha iyi. Bizde böyle yani.
Ama tahmin edebilirsin, sizi ilk günlerden beri dinleyen hayranlarınız bu albümü tam olarak black metal olmadığını söylüyorlar. Senin fikrin nedir?
Bence bu albümde yinede yeterli black metal elementleri var. Ama şunu da görmek lazım, zamanla gelişiyoruz. Bu albümde de yeni alanları keşfetmeye çalıştık. İlk başlarda yaptıklarımızı tekrarlasak bence bu hiç gelişmediğimizi gösterir. Bir de müziği ilk olarak kendimiz için yazıyoruz, dinleyenler için değil. Ama tabii ki haklısın, belki eski hayranlarımızı böylece kaybedebiliriz, ama yenilerini de kazanıyoruz. Bu albümde de çok hızlı şarkılarımız ve daha çok old school tarzında olan şarkılarımız var. 'Under Huntress Moon' gibi ya da 'Cemetery and Sundown' gibi.
'The Byronic Man' şarkısıda HIM'in vokalisti Ville Valo ile bir düet var. Böyle bir çalışma yapmaya nasıl karar verdiniz?
İkimizin de ortak bir arkadaşı var. Bize de bu fikri o verdi. Başta sadece bir espriydi. Ama bir gün Amerika'da bir partide yine tesadüfen karşılaştık. Orada ona böyle bir şarkı olduğunu ve O'nun da bu şarkıya özellikle uyabileceğini söyledim. Sorduğumda bunu olumlu karşıladı. O da severek bu şarkıya katkıda bulunmak istediğini söyledi.
En sevdiğin Cradle of Filth albümü hangisi? Benimki "Damnation And A Day" ve "Midian".
(gülerek) Tanrım, çok zor bir soru. 'Cruelty and the Beast çok seviyorum. Ama aslında genelde en çok son yaptığımız albümü hep dinliyorom. Şu sıralar son albümümüzü özellikle dinliyorum. Zaten hiç bir zaman stüdyoyu 100% memnun olmadan bırakmadığımız için bütün albümlerimizi çok seviyorum.
Peki son albümdeki en sevdiğin şarkılar?
'The Byronic man' ve 'Under Huntress Moon'.
Melodik black metal dünyasında çoğu zaman Dimmu Borgir ile karşılaştırılıyorsunuz. Bu konu hakkında ne düşünüyorsun?
Müzik dünyasında böyle karşılaştırmalar çok normal. Dimmu Borgir bence çok iyi bir grup. O yüzden bence bu kötü bir karşılaştırma değil. Ama samimi olmam gerekirse, pek umurumda değil bu tip karşılaştırmalar.
Cradle of Filth'i diğerlerinden ayıran nelerdır?
Bilmem... (gülerek). Kişiliklerimiz her şarkının içinde saklıdır. Bu en önemli ayırıcı özelliğimiz olmalı bence.
Seni en çok etkileyen müzisyenler kim?
Çok isim var böyle. Ama en başta King Diamond ve Bruce Dickinson'ın adlarını verebilirim.
Albümlerlni en çok dinlediğin grupları da öğrensek?
Burada da çok isim var kafamda. Son zamanlarda dinlediklerimden örnek vereyim; Emperor, Destruction, Misfits, lron Maiden'in albümleri...
Hangi ülkenin hayranları sizi şaşırttı?
Güney Amerika'da yaptığımız tur inanılmazdı. İzleyiciler müthişti. Hatta sahnenin önündeki güvenlik bölümünü yıktılar. Japonya da ilginçti. Avusturya süperdi.
Gelecekte hangi ülkelerde sahneye çıkmayı istersin?
Daha görmediğim ve merak ettiğim o kadar çok yer var ki. Örneğin gelecek sene Alaska'da olacağız. Sonra Malezya, Hindistan'ı da çok merak ediyorum... Çok ilginç olacak diye umuyorum.
Hangi gruplarla tura çıkmak istersin?
Slayer, Misfits ve lron Maiden'la olmasını isterdim.
Hobilerin nedir?
Öncelikle Müzik yapmak. Sonra ailemle zaman geçirmek ve dvd izlemek. Ha bir de arabaları çok seviyorum...
En sevdiğin içecek ya da yemek?
Soya sütü. Gin tonic. Hint yemekleri.
Zaman ayırdığın için çok teşekkürler.
Ne demek, ben teşekkür ederim. Yine görüşmek üzere...
Kaynak:Ayfer Yazgan - 25 Şubat 2007